29 Eylül 2019 Pazar

Millet Bölünürse Ufalanır Yok Olur

* “Veren el alan elden üstündür” derler. Ancak, eli açıklıkta dengeyi kaçıran eller çok zaman boş ceplerde avare dolaşmak zorunda kalabilirler. Bence de titremeden veren ellerle paylaşmak biriktirmekten hayırlıdır. Gene de hep hatırlamalıyız; temel ihtiyaçları karşılamadaki olası yoksunluk sıkıntısının onur kırıcı karşılanışlarını def edecek birikimi yapma niyetiyle tutumlu olmak asla cimrilikten değil, aklın sağduyulu öngörüsündendir. Belki de en doğrusu “Paylaşan el sakınan elden üstündür” demek gerekiyor.

TDK sözlüğünde “bölüşmek”, “paylaşmak, üleşmek” olarak; “paylaşmak” da “bölüşmek” diye tarif ediliyor.

Bölüşmek, paylaşmak kadar iyi bir şey değildir. Çünkü bölüşmek ayrışım ve sınır çekmeyi de getirir. Bence en bereketli olanı parça mülkiyeti vermeden bütünü kullanımda adil paylaşımdır. İhtiyaç durumunu ve bütünün varlık nedenseli olan emek değerini ölçü almak paylaşım hakkı adaletinin ana ilkesi yapılmalıdır. Paylaşım anlayışı, gereğinde payların da paylaşılması ilkesini benimser olmalıdır.

“Bölünürsek yok oluruz/ Bölüşürsek tok oluruz” Yunus Emre

Paylaşmak yerine bölüşmek demiş olsa da tam benim anladığımdır. Yunus Emre’nin “bölünmek” ile uyak tutturmak için “bölüşmek” sözcüğünü yeğlediğini düşünüyorum; buradaki anlamı paylaşmaktır bence. Evet, bölüşmeyi paylaşım olarak algılayınca mana cuk oturuyor. Birleşik emek gücüyle elde edilen nimetleri paylaşmaktan söz ediyor.

Ancak, bugünkü gözlemlerime uyarlı olarak halk içindeki olası algı kaymasına dikkat çekmek isterim. Hayatın nesnel gerçekliğinde insanlar bölüşmeyi hukuk gereği bir hak görüyorlar. Mirasçıların mal bölüşümü gibi. Örneğin; babadan kalan mirasla bir konak bölüşüldüğünde oda oda sahiplenilir ve herkes kendi bölümünde konaklar; gene herkes sadece kendi bölümünün bakımından sorumlu olur. Bence bölüşülmüş konak daha erken yıkılır. Bahçe bile parsellenir de herkes kendi ağacının gölgesinde oturmayı yeğler.

Eğer bölüşmeyip de paylaşmış olsalardı, mirasçılar ve hatta onların akrabaları rahatsız etmeyen her hâlleriyle o konağın her bölümünden faydalanabilir olurlardı. Mutfak, sofa ve bahçe nöbetleşe değil de birlikte kullanımda kalır; hatta misafirler ortak külfetle ağırlanırdı. Her bölüme ayrı bir mutfak ve hatta banyo tuvalet yapmaya gerek kalmazdı. Bakımı da doğal olarak emek ve para paylaşımıyla daha bütünsel yapılacağından konağın ömrü artar. Paylaşmak bölüşmekten iyidir…

Paylaşım, bana ortaklaşa bir yaşam biçimini çağrıştırırken, bölüşümse özel mülkiyet sınırlarıyla bölümlü bir yaşam biçimini çağrıştırıyor. Tabi ki ben meseleye sofradaki ekmeğin bölüşümünden öteye geçen bir algıyla yaklaştığımdan öyle görüyor olabilirim. Hani ekmeği bölerken çok da kime ne kadar gittiğine özenmeyiz ya! Eh, bölüşmek de sadece ekmek için kullanılır bir sözcük değil hani.

Aradaki mana inceliğini kavramaya yardımcı güzel bir örnek buldum:

“İçtikleri su ayrı gitmez, her derdini onunla paylaşırdı.” H. Topuz.

Şimdi burada, “paylaşırdı” yerine “bölüşürdü” sözcüğünü koyup okuyunca manada duygusal bir eksilme seziyorum. Dertler, acılar, sevinçler gibi soyut gerçekliklerin bölüşülmesi çok da olası görünmüyor; çünkü gönül doyumunun kantarı herkesin kendine özel duyumuyla ölçülür. Kişi, dostunun derdini ve sevincini tam olarak, hatta daha da ileri giderek fazlasıyla bile paylaşabilir; gönlünün çekeri kadar. Fakat hiçbir şey tam birimiyle bölüştürülemez. Paylaşımsa nesnel bir gerçeklik arz ettiği kadar, ölçeksiz bir duygusal birlik hissi de veriyor. Bölüşüm sözcüğü bende duygusal tokluk hissi uyandırmakta yetersiz kalıyor.

Yukarıdaki zihniyetimle bakınca diyorum ki; vatan miras malı değildir milletin yuvasıdır; bölüşülmez, sadece paylaşılır. Vatanın nimetleri de bölüşüldükçe küçülür, paylaşıldıkça çoğalır. Millet, bölüşürse ufalanır yok olur; millet, paylaşırsa dirileşir tok olur. Muharrem Soyek
***

3 yorum:

  1. mutluluğu bölüşelim
    severek sevilerek
    dostça arkadaşça
    konuşup gülüşerek
    gül bahçesine dönüşelim

    YanıtlaSil
  2. Benim blogspot adresim:
    http://erhantigli.blogspot.co.at/

    YanıtlaSil