2 Mart 2022 Çarşamba

Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem

 

Yürütme erkinin iktidar kadrosunu meclis içinden gene meclis onayıyla çıkartmak yürütme erkini seçme hakkını halkın elinden almakla anca olasıdır. Anayasal bir değişim ister. Ve bu değişimle parlamento güçlendirilmiş olmaz; sadece siyasi iktidarın başı bir Başbakan ve devleti temsilen de yetkisiz bir Cumhurbaşkanı atama görevi  verilmiş olur. Millet İttifakı siyasi muhalefetin 28 Şubat ortak açıklaması, güçlendirilmiş seçim vaatlerinden ileri daha demokratik bir sistem değişikliği getirmemiş... Hatta demokrasiyi geriletici bir sistem yapısı var. Yürütme erkini doğrudan halkın seçmesi engellenmiş. Aslında demokrasi adına ileri sürdükleri yerinde öneriler var amma onların hepsi de şimdiki Cumhurbaşkanlığı sistemine ulanabilir yasa değişiklikleri.

Şu andaki anayasal kazancımız, yürütme erkinin yasama erkinden ayrılmış, kendi sorumluluğuna çekilmiş olmasıdır. Yürütme erkinin doğrudan seçilmesi yerindedir. Var olan sistem içinde TBMM güçlendirilebilir. Köklü bir sistem değişikliği hem gereksiz hem umutsuz hem de demokrasiyi ileri götürecek bir öneri değil. Diyesim o ki şimdiki meclisin, yani yasama erkinin yürütme erki üzerindeki denetim unsurları güçlendirilse ve yargı erkinin de yargısal süreç bağlamında yürütmenin ve hatta yasama erkinin yönlendirme bağından koparılması, şahane bir demokratik sistem oluşturabilir. Demokrasideki güçler ayrılığını hem özerk hem iş birliği içinde tutabilmeliyiz. Geri dönüş gayreti kanımca umutsuz bir maceradır.

Başkanlık sistemini, hükümet kuracak erki doğrudan halkın seçmesi olarak görüyorum. Şimdi kalkıp da hükümetin yasama erki meclis içinden ve gene meclis tarafından seçilmesini istemek, ileri demokrasinin güçler ayrılığı ilkesini üçten ikiye düşürmek, ya da en azından yürütme erkini zayıflatmak olmaz mı? Ayrıca bu neyi değiştirir ki? Hükümet ya mecliste çoğunluğu olan parti tarafından kurulacak ya da çoğunluk olmadığında partilerin iktidar koalisyonu ile kurulacak; tabi o da pazarlıkta anlaşılabilirse. Her iki durumda hükümet herhangi bir partinin başkanı emrinde olmayacak mı? Peki, partili yürütme başı bağlamında şimdiki durumdan farkı ne ola ki? Meclisin seçeceği bir Cumhurbaşkanı ve gene meclis içinden vekillerle bir başbakan emrinde kurulacak yürütme kurulu... Bunun neresi demokrasiyi ileri götürür ki? Eskiden de böyleydi zaten ve bizim demokrasi pek de ileri değildi. TBMM iktidardan pay kapma arenası yapılırsa, doğrudan seçmene hesap verecek bir yürütme erki bağımsızlığı olmayacağı gibi, yasama erki de kendini gene kendi iktidar hırsına bağlayarak bağımsızlığını kendiliğinden yitirecektir.

Bence, yapılması gereken şey gene Cumhurbaşkanlığı sistemi içinde kalarak yasama erki olan meclisin denetim ve sorgu gücünü artırmak ve hemen yanında yargı erkini de yürütme ve hatta yasama erkine karşı güçlendirmek olmalıdır. Örneğin: Yargı erkinden kurumsal görüş ve öneri almadan Meclis yasa çıkaramaz yapılmalıdır. Örneğin: Yürütme erki, yargı erkinin yargılama kurumlarına atama yapamaz olmalıdır. Ancak böylece demokrasiyi güçlendirmiş oluruz. Sözde Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem adına, demokrasinin güç kollarından birini zayıflatmak ya da aradan çıkartıp bir diğerine bağlamakla anca ilkel demokrasiye döneriz. Demokrasi hepten ne güçler birliği ne güçler ayrılığı ilkesine bağlanarak güçlendirilir. Demokrasi anca toplumun yönetici güçlerinin özerk işlerliğinde iş birliği hukukuna bağlı tutulmasıyla güçlenir. 

Muharrem Soyek