* Bir erkeğin aşkı belli bir tatmin döneminden sonra
hissedilebilir derecede azalır; başka kadınlar onu sahip olduğu kadından daha
fazla çekmeye başlar. Hâlbuki bir
kadının aşkı karşılık gördüğü andan itibaren artar. Bunun nedeni, doğanın türün
korunmasını ve olabildiği kadar büyük bir çoğalmayı hedeflemesidir. Erkek,
kolaylıkla bir yılda yüzden fazla kadına çocuk yaptırabilir; oysa kadın ne
kadar fazla erkekle sevişirse sevişsin yılda bir kez doğum yapabilir. Yani,
kadının cinsel güdüyle çok erkekle çiftleşmesinde doğal var-oluş amacına
uygunluk yoktur. Bu sebepten dolayı, bir kadın her zaman tek bir erkeğe bağlı
kalır. Zira doğa onu içgüdüsel olarak ve farkında olmaksızın doğacak çocuğu
bakıp koruyacak olan bir erkeğe bağlanmaya zorlar. Bu nedenle evliliğe sadakat
olgusu kadın için doğal bir durumken, erkek için doğal değildir.
-
Schopenhauer
(Cinsel
güdüyle kadının seçkin bir erkekle yetindiği ancak erkeğin birçok kadınla
olmayı arzuladığı doğal var-oluş nedenseline bağlanabilir. Ancak, kadının
evlilik sadakatini doğal bir durum saymak hatalı bir yaklaşım yapar. Her şeyden
önce kadının evlilik bağına daha sadık kaldığı kuşkulu bir gerçeklik yapar.
Diğer bir mantık bükücü tespitse evliliğin doğal bir olgu olmayışıdır. Evlilik
doğal değilken evlilik sadakati doğal oluş nedenine bağlanabilir mi? Bence
bağlanamaz. Üstelik insan artık kendi doğal güdüsel var-oluşunu çoktan
aşmıştır. Schopenhauer bir de maddi gözlem hatası yapmış. Doğal var-oluşta
genel olarak çocukların bakımı ve büyütülmesini dişiler üstlenir. Bu nedenle
kadının doğal güdüyle çocuğunu bakıp koruyacağı beklentisiyle erkeğe bağlandığı
iddiası da zorlama bir gerçeklik yapıyor. Ayrıca, insan artık sadece doğasındaki
üreme dürtüsüyle cinsel sevişme yapmıyor; bunu yaşantısına haz kattığı için
bilinçli olarak arzuluyor. Yani kadın da çocuk doğurmayı bir kenara bırakıp
birçok erkekle cinsel sevişme arzusu duyar ve bunu yapabilir de. Üstelik kadınların
çok kocalı oldukları devirleri de görmezden gelemeyiz.
Evlilikte
ve cinsel sevişme ilişkisindeki sadakat kadının ve erkeğin doğal var-oluş
meziyeti olmaktan çıkmıştır. Şimdi insanın kendini bilir bilinçle var-olma
zamanıdır. Yani, artık aşkı cinsel güdüye ve evlilik sadakatini doğal var-oluş
genlerine bağlayarak değerlendirme vakti geçmiştir. Şimdi kendini bilir insan,
aşkı da evliliği de kendinden sorumlu bilinciyle yaşar. Bu bizi insan yapan
evrimsel var-oluşumuzun en üst düzeyidir.
Schopenhauer
hiç kuşkusuz ki çok önemli bir düşünür ve eğitmendir. Ancak... Türkiye'de bizi
asıl yanıltan, sözü söyleyen yabancıysa onu mutlak doğru saymaya
yatkınlığımızdır. Schopenhauer'un bu sözü kendi gözlem ve kişisel deneyimleri
içinde ciddiye alınmalıdır; kendi okumalarımız, bilgi birikimlerimizle ve
sorgucu kuşkuyla kendi zaman boyutumuzun algısıyla yorumlayabilmeliyiz. Muharrem Soyek)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder