Bağış, sadaka, zekât ve yardım işlerini öyle derinlemesine tarihsel, toplumsal, dini ve felsefi düzeyde merak edip irdelemiş değilim. Gene de kendi bilincimdeki kavramsal algıları paylaşmak istedim. Aslında bunların hepsi kendi özelindeki koşullarla farklılaşmakta. Bağış yapmak genelde kurumsal yardım örgütlerine maddi yardım işidir. Gene de bazı özel durumlarda kişiden kişiye mülkiyet geçişleri de bağışla yapılmaktadır.
Sadaka, düşkün gördüğün herkese gönlünden ne koparsa odur; hatta hayvan ve bitkilere yaptığın yardım bile sadakadır. Sadakanın özelliği bireysel sunu oluşudur; kurumlara sadaka verilmez. Zekâtsa ibadettir. Kendine yeter olan malından ve parandan kırkta bir kesip senden daha yoksul olana aktarma işidir. Gene de herkesin kendi varsıllığına görece yoksul bildiğine vermesi durumunda, zekât çarçur olabilir diye düşünürüm. Ben devlet onaylı hayır kurumlarına vermeyi yeğlerim.
Bağış, sadaka ve zekât kesin biçimde maddi paylaşım işidir. Yardımsa hem maddi hem manevi paylaşımla olabiliyor. Hayırlı bir işi açık övgüyle desteklemek bile yardımdır. Akıl vermek de yardımdır amma genelde ‘Akıl bende de var, sen paradan haber ver!’ denilerek geri çevrilir. Bize bir çıkar getirmediği hâlde birinin işini kolaylaştırmak, yaptığı işin bir ucundan tutmak da yardımdır. Maddi bir karşılık beklemeden verilen her şey yardım sayılır. Kâr gözetmeden belli bir süreliğine ödünç verilen maddi şeyler de yardımdır.
Bağış ve yardım yapmanın felsefesi bende basittir. Tek başıma dünya nimetlerinin tadını çıkarıp öylece doğduğum gibi ölebilirim amma tek başıma insanca yaşayıp ölemem… Bağış ve yardım işleri anca benlik dışı bir amaca hizmet aşkıyla, yani insanın kendinden ötesine gönüllü fayda eylemidir. Eğer ölümünden öncesi ve sonrası dünyayı daha bir güzel yaşanır etmeyi ya da ahret hesabını umursamayan birisi, (bağış, sadaka, zekât ve yardım) yapıyorsa; büyük olasılıkla toplumun gözünü perdeleyerek daha büyük bir dünyalık için yatırım yapmaktadır…
Sadaka da zor iştir. Kimin sadakalık olduğunu bilmek zordur. Sırf ‘Allah rızası için!’ diyerek dileniyor diye dilenciye verilen şeyin gerçekten sadaka olduğunu kim bilebilir? Belki de yaramaz bir örgüt elemanıdır da bu yolla para toplanıyordur. Belki de oldukça zengindir bile. Kurumsal bağış ve bilinçli yardım işi bana en uygunu gelir. Yardım işinde, elimdeki fazladan ne çıkarsa muhtaç bildiğimden esirgemem.
Bağış olayı en toplumsal yardımlaşma yöntemidir bence. Hele de bu devirde. Cep telefonu kontöründen bile bağış yapılabilmekte. Anlayacağınız, bu bağış ve yardım işi gelir yüksekliği koşuluna bağlı işler değildir. Gönül yüksekliğine bağlıdır. Dünyayı ve insan uygarlığının geleceğini umutlandırmaktan keyif alma işidir. Bağış da kolay, yardım da kolay; gene de yapmamız gereken çok önemli bir şey var ki, şu soruları yanıtlamış olmalıyız: (Nereye ve kime yardım? Nereye ve kime zekât? Nereye ve kime bağış?) sorularına vicdanımızı ve yaşam felsefemizi aldatmayacak yanıtı vermiş olmalıyız. M. Soyek