Sözün özü, bir şeyin kendi değerine lâyık olabilmesidir. Bu bağlamda ben bu sözü diyalektik bir gerçekliğin ifadesi görmekteyim. Toplumsal uygarlık düzeyi, toplumun kendisine lâyık gördüğü ileri gelecek değerleriyle gerici değerlerinin kapışmasından çıkan sonuç değeri kadar oluşur…
Uygarlık düzeyini yükseltmek isteyen toplumsal yönetimin amacı toplumu lâyık olduğu yerde tutmak değil lâyık olacağı en ileri hayale ilerletmektir. “Millet, geleceğe ilerleyen hayallerine doğru ille de demokrasi yolunda yürürse anca lâyık olduğu uygarlığa varır.” diyorum. Çağdaşlaşmanın üst düzeyine çıkma hayali olmayan insanlar bu özdeyişin öznesi değillerdir; çünkü onlar sadece kendilerini yönetenlerin hayallerine kul olmayı seçmişlerdir. Onların neye lâyık olduklarına ilişkin bir hayalleri bile yoktur. İnsanlık tıynetine uyarlı biçimde neye lâyık olduğunu belirlemiş olmayan insanların seçtiği yöneticiler de bu yüzden toplumun neye lâyık olduğunu yönetim amacı yapmazlar. Onlar kendilerinin neye lâyık olduğunu yönetim amacı yaparlar...
* Muharrem Soyek