aşk ve Tanrı etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
aşk ve Tanrı etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

11 Nisan 2021 Pazar

Aşkı ve Tanrı'yı Sınamayın

*Hayat bir sınav mıdır?” Teknik olarak değildir. Sınav olması için sınav konusunun önce öğretilmiş olması gerekir. Sınav, konusu ve süresi önceden belirlenen ve konu üzerine olası soruların yanıtları da önceden çalışılan bir sınama yöntemidir.

Hayat gene de insanı sınava çeken değil de insanın kendisini sınayabileceği bir varoluş ortamı sayılabilir. Tanrı kulu olduğuna iman etmiş kişiler için hayat, ahret yaşamına geçiş öncesi bir hak ediş sınamasıdır; ya cennet ya cehennem hakkına… İnsan, hayat unsurlarını nasıl kullanıp tükettiğine ve hayata ne bıraktığına göre, öldükten sonra ya mezun olup cennete ya sınıfta kalıp cehennem kursuna gidecek...

Sınama, sınav değildir. Sınamada bir beklentinin karşılanması umulur; deney gibi... Sınavdaysa bir öğretinin bilinirliği ölçülür. Sınama, yani beklenti bizim insan olarak ölmemizdir. Doğduğumuzda hayat bize öğretilmiş değildir; yani sınanacağımız ortamı öğrenmiş olarak doğmayız. Hatta ölünceye kadar da hayatın çok azını kendi çabamızla anca öğrenebiliriz. Bizden beklenen şey, hayatı eğrisi doğrusu ile yaşarken doğru varsaydığımıza rağbetle var olmayı vicdan onuru yapmamızdır. İşte bu beklentiye bir sınama, “kim insan olarak ölecek bir bakalım” sınaması denebilir.

İnsan, karşılaştığı iyiler ve kötülerle nefsini sınar. İnsan kendini nefsiyle sınamaktan, yani bir tür kendini denemekten dürüst bir iyilikle çıkarsa hem bu âlemde hem ahrette kurtulur. Onlar, sevgiyle yaşatıp bilgiyle düşünenlerdir ve bir tek aşkı ve Tanrı’yı sınamazlar. Herkes aşkına ve tanrısına güvenmek zorundadır. Güvenmediği an ne aşk kalır ne iman... Her şeye rağmen, eğer ki bu sınama bir sınavsa herkesin sorusu da vereceği yanıt da gene kendinden kendinedir... Yani, sınav özden öze öznel oluşuyla genel bir hayat sınavı sayılamaz. Sorular da yanıtlar da her kişinin kendisine lâyık gördüğü yaşam anlamından oluşur…

Ahret inancı olan için Tanrı’dır insanı sınayan. İnançsız olan da kendi kendini sınar. Kimi de vardır ki kendini bu amaç doğrultusunda sınamayı hiç umursamaz; sadece bencil var-oluş hazzıyla yaşamayı yeğler. Öylesi de bu hayatı yaşar ve ölür amma bencillik dozunu düşük tutamamışsa büyük olasılıkla insan olarak ölememiştir.

Bir aşk bir de Tanrı sınanmaya gelmez… Çünkü bu ikisi mutlak güvene bağlanmadıysa ikisi de yalan olmasa bile kendini kandırmaca olmuştur… Yeter ki aşkını ve tanrını sınama; kalan ötesini berisini ister hayatın ister Tanrı’nın bir varoluş sınaması say, pek fark etmez. Biz ölüme kadar aşktan ve Tanrı’dan gayrısını sınaya sınata anca insanlaşırız… 

Muharrem Soyek