Deniz kıyısında bir ihtiyar taşçı; Nietzsche; Tanrı; Muharrem Soyek etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Deniz kıyısında bir ihtiyar taşçı; Nietzsche; Tanrı; Muharrem Soyek etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

27 Eylül 2019 Cuma

İhtiyar Taşçı

“Deniz kıyısında bir ihtiyar taşçı kaya yontmaktadır. Güneş onu yakıp kavurur. O da Tanrıya yakarır, ‘keşke güneş olsaydım’ diye…
‘Ol’ der Tanrı, güneş oluverir ihtiyar taşçı. Fakat bir bulut gelir önüne, hükmü kalmaz güneşin. Bulut olmak ister bu kez… ‘Ol’ der Tanrı ve bulut olur. Rüzgâr alır götürür bulutu, rüzgârın oyuncağı olur. Rüzgâr olmak ister; ona da ‘Ol’ der Tanrı ve rüzgâr olur bizim taşçı. Rüzgâr olup her yere egemen olur, fırtına olur kasırga olur; her şey rüzgârın karşısında eğilir. Tam keyfi gelmişken koca bir kayaya çatar. Bir o yönden bir bu yönden eser çarpar da ‘bana mısın’ demez kaya!

Kaya en güçlü olandı; ihtiyar taşçı bu kez kaya olmayı diler. Tanrı kaya olmasına da izin verir. Tüm heybeti ve gücüyle tam dünyalara diklenecekken sırtında bir acıyla içi sızlar kayanın... İhtiyar bir taşçı kayayı yontmaktadır…” NIETZSCHE
*
İhtiyar taşçı için bundan sonrası, Tanrı’nın yerine geçmeyi dilemek kalmıştı. Ancak Tanrı bu dileği yerine getirecek kadar zalim değildi. Tanrı olmak, hayatın tüm acılarını yüklenmekti. Geriye kalan en iyi seçenek gene ihtiyar taşçı olmayı dilemekti. Artık taştan çıkarılan nimete şükürle huzur zamanıydı… Ne olsa da huzur vermez her neyse olan kendimizden başka... * M. Soyek