Düşünce eskidir etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Düşünce eskidir etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

22 Nisan 2021 Perşembe

Düşüncenin Sunumu

 

Ülküsel arzum; her tür düşünce ve bilginin dışavurumunu tam özgür tutmayadır. Gene de duyguların ve düşüncelerin bilgisini edep eleğinden geçirmeden olduğu gibi topluma açık biçimde özgürce sunmak bir hak sayılamaz. Gerçekte duygu düşünce ve bilginin kendisinden çok dışavurum biçiminde sorun ortaya çıkmaktadır.

“Düşünce özgürlüğünün bir sınırı olmalı mı?” sorusu benim için anlamsızdır. Düşüncenin kendisi değil, ifade biçimidir ancak hukuk ve görgü çerçevesiyle sınırlanabilir olan. Düşünce üretimine değil de üretilmiş düşüncenin dışavurumuna, yani bir tür pazarlamasına bazı özgürlük sınırları çekilebilir. Düşüncenin dışavurumunu edep ve doğruluk kaygısına çeken sınırlamalar hukuksal gerekçesiyle birlikte toplumsal yaşam görgüsü gereği de sayılabilir. Öyle ishal olmuş bebek gibi düşünce ve duyguları dışarı çıkartmak bence bir özgürlük hakkı değildir. İfadede edepli ve bilgide gerçekçi olmaya özen gösterilmelidir.

“Düşünce eskidir, yeni olan düşünmedir,” diyor Jiddu Krishnamurti.

Bana göre de düşünce oldurulmuş bir bilinçsel olgu, yani eskidir; düşünmeyse düşünce oldurmaya niyetli devam eden zihinsel bir süreçtir. Düşünme sürecinin önü açılıp özgür kılınmalı… Düşünmek için gerekli olan bilgiye ve araç gereçlere ulaşım kanalları tam özgürlükte açık tutulmalıdır. Ancak, düşünmenin sonuç olgusu olan düşünceyi somut eyleme sürmekte bazı kısıtlamalar toplumsal hukuk unsuru yapılabilir…

Düşünmeye ket vurmaksa anca düşünmenin malzemesini saklamak veya yok etmekle olasıdır. Bu da günümüz bilişim ve iletişim dünyasında hemen hemen yapılamaz bir şey olmuştur. Bu nedenle düşünmenin yasaklanabileceği kanısında değilim. Sadece, bilgiyle düşündürmeyi iş edinmeyip de bilgiyi sunulduğu biçimiyle ezberlemeyi dayatan eğitim, işte anca öylesi işe yaramaz eğitim düşünmenin ufkunu daraltabilir. Öte yanda düşündürücü eğitim almış olsa bile, insanın kendi zihnini bağladığı mutlak doğru sanılı bilgiler de düşünmeyi kısıtlayabilir. Eğer ki insan bildiğinin hiçbir şey olduğunu bilecek kadar kendini bilmiş değilse, kendi doğrusunu biricik sanan bilinçsel ve duygusal varlığı her durumda onun özgürlük içre sağduyulu düşünmesine engel olabilir.

Sağlıklı bilinç, düşünme eylemiyle kendini sürekli eleştirel sorguya çekebilendir. İnsanın ruhsal varlığı da iç dünyasından seçkilerini vicdan ve utanma edebiyle dışa açma samimiyetinde sağlık bulur.

Sağduyulu bilinçsel ve ruhsal duyum… Bu iki duyumsal algının düşünsel uzlaşıyla bilinç aynasından dışa yansıyıp yaşam biçimine sağduyulu özgürlük katması pek muhteşem bir insanlık yapar… Muharrem Soyek