*Robert Merton, insanın iki tür isyana kalkıştığını söyler ve insanların en çok da duygusal isyana rağbet ettikleri kanısındadır. R. Merton, duygusal çıkışlı isyanı kendi dilince ‘ressentiment rebellion’ (akıl körleten hınçla kalkışılan duygusal isyan) olarak ifade eder. Kindar ve öfkeli duygusal isyanın, yani çakma isyanın toplumsal iyileşme dönüşümünde işe yaramayacağı gibi, geriletici olduğuna değinir. Öte yanda düşünüp de oldurucu ve yapıcı niyetle akıl yürüten bilinçsel isyan, sorunun derinlemesine çözümüne odaklanır ve esasın tümlüğünde iyileştirici fark oluşturmaya niyetlenerek sağduyulu bir uzlaşı ve uyumlaşma yaklaşımı sergiler.
İnsan tıynetinin duygusal çıkışmaya yatkınlığı özellikle siyasi çekişmede oy tavlama kozu olarak kullanılmaya pek elverişlidir. Bu duygusal çakma isyan birbirine geçkin üç temel toplumsal unsurla alevlendirilir:
İlk önce hedef alınan olguya karşı kıskançlık, kin ve nefret duyguları oluşturacak nitelikte hem gerçek hem kurgusal bilgi dağıtımı yapılır… İkinci olarak, ortalığa salınan duygu körükleyici haberlerle gaza gelip ‘çakma’ isyana kalkanları, hukuk ve devlet erki karşısında mağdur göstermeye ve olanak elverdiğince de mağdur düşürmeye geçilir… Üçüncü ve son ayaktaysa, muhalif taraflar mağduriyet kahramanları yapılarak iktidar gücüne karşı düşmanca eylemlere körüklenirler.
Duygusal çıkışla isyana çağıranların gerekçesi ve sözde amacı her zaman ülkenin bağlarını gaddar bağcıdan kurtarıp millete bol üzüm yedirmek üzerine olmuştur. Duygusal çıkışlı isyan kafası, yediği üzümün korukluğuna takılı öfkesiyle bağı basıp bağcıyı dövmeye yeltenir. Bağcıyı dövemezse bağı ateşe verir. Ancak onlar üzüm bağını ele geçirdiklerinde korukları millete, olgunları kendilerine ayırmaktan gocunmazlar.
(Robert Merton; Social Theory and Social Structure; M. Soyek çevirisi)